Ads Top

Öfkeniz mi Sizi Yönetiyor? Siz mi Öfkenizi Yönetiyorsunuz?

 

öfkeniz mi sizi yönetiyor? siz mi öfkenizi yönetiyorsunuz?

Öfke Nedir?

Öfke yaşadığımız veya tanık olduğumuz olaylara verilen olağan bir dışavurum tepkisidir. İsteklerin, beklentilerin, ihtiyaçların karşılanmadığı veya aksadığı, hayat akışının, yaşantıların yolunda gitmediği durumlarda ortaya çıkan; üzüntü, sevinç, kaygı gibi doğal ve evrensel bir duygudur. 


Her duygu çok doğal olduğu kadar, her duygunun da kendi içinde tehlikesi vardır. Duyguların hangi şiddette yaşandığı, kişiyi ve hayatını ne derece etkilediği, ne kadar süre ile o duygunun devam ettiği, nasıl ve hangi durumlarda  ortaya çıktığı, duygu sonucu verilen tepkinin büyüklüğü duyguyu olağan ve olağan olmayan olarak birbirinden ayırır. 


Öfke her ne kadar olağan bir duygu olsa da, tepkinin şiddetinin arttığı durumlar; duygunun olağan olmaktan çıktığının sinyallerini verir. Öfkenin büyüklüğü kişinin çevresine verdiği bir zarar olarak görülse de, öncelikle kişinin kendisine ve  hayatına zarar veren bir durumdur.  


Olağan ve Olağan Dışı Öfke

Olağan öfke; yapılan bir haksızlık, baskı, tehdit durumunda, ayrılık, kırgınlık, başarısızlık, yerine getirilemeyen isteklerde, beklentilerin karşılanmadığı, yolunda gitmeyen durumlarda bir süre ortaya çıkan, kişiyi etkileyen ancak kontrolü sağlanabilen, etkisi altına almayan öfkedir. Kişiyi yolunda gitmeyen durumlar karşısında uyaran bir tür savunma ve karar verme mekanizmasıdır. 


Ancak olağan dışı öfke de kontrol edilebilirliğin dışında bir öfke söz konusudur. Kişiyi sık sık veya her zaman, her durumda etkisi altına alan, yapıcı etkiden çok yıkıcı etkiye sahip, savunma olmaktan çok kişiyi saldırı pozisyonuna sokan öfkedir. Öfkeyi olağan dışı yapan durumlardan biri de, öfkenin alışkanlık, kişinin doğal tepkisi haline gelmesidir. Bu, yolunda gitmeyen her durumda öfkelenme ve tepki olarak kendini gösterir. Alışkanlık durumu, kişinin kendinde yarattığı 'ben sinirli bir insanım' ya da 'nasıl sinirlenmeyeyim' imajıdır. Yani kişinin, kendi içinde öfke alışkanlığına yarattığı haklılıktır. 


Bastırılmış Öfke

Bastırılmış öfke, kişinin tepkisiz kaldığı, yalnızca öfke durumunda değil, duyguların ya da gerçek duyguların genel olarak dışa yansıtılmadığı, kişide içsel olarak birikmişliğe ve genel olarak kişinin kendine öfke duymasına sebep olan öfkedir. Kişinin öfke, üzüntü, kırgınlık, yorgunluk, tükenmişlik, haksızlık, gibi durumları dışarıya vuramaması, bu durumların  kendi içinde birikmesine, hissettiklerinin büyümesine ve bastırılmış öfkeye sebep olur. 

Bu durum kişiyi duygu ve düşüncelerinin sabit bir yapıda kalamamasına, duygusal ve düşünsel karmaşaya, kararsızlık ve gel gitli davranışlara iter. Kişiyi ruhsal olarak olduğundan daha yorgun, tükenmiş, içinden çıkılamayan, depresif bir hale sürükler. Kişinin yaşadığı stres seviyesi ve stres hormonlarının salınımının artması, ruhsal tepkilerin yanı sıra, fiziksel kökeni olmayan ağrı, çarpıntı, sıkışma, uyuşma gibi bedensel tepkilere sebep olur.

Dışa Vurulan Öfke


Yalnızca öfke değil, her duygunun doğru ölçüde, kontrollü bir şekilde dışa vurulması önemli ve gereklidir. Ancak öfkenin kişi dışında çevreyi de etkileyebilen bir durum olması, ölçüsünü ve kontrolünü daha önemli kılar. Öfkenin nasıl dışa vurulduğu, yaşanılan olayın şiddeti ve kişide yarattığı etki kadar; kişinin çevresinden ve ailesinden gördüğü öfke yansıtması önemlidir. 


İnsan ilişkileri kapsamında gösterilmesi beklenen olağan öfke dışavurumu, kişinin sebepleriyle beraber onu öfkelendiren durumu açıkladığı, rahatsızlıklarını, isteklerini, ihtiyaçlarını beklentilerini dile getirebildiği bir tepkidir. Bu kapsamda kişinin dozunda ciddileşmesi ve tonlama değişiklikleri normaldir. Olmaması gereken, tehlike arz eden dışavurum ise, kişinin kendisine ve çevresine zarar verdiği, savunma değil saldırı içeren normal dışı ses yükseltme, sözel veya fiziksel şiddete varan, karşıdaki insanı bastırma amacı taşıyan, kontrol edilemeyen ve alışkanlık haline gelen öfkedir. 

Öfkenin İçeriği

Öfke olağan, hem içsel hem de dışsal etkilere sahip, bir süre etki edip, daha sonra geçen, kontrol edilebilen, kontrol edilemediği durumda kişiyi etkisi altına alan ve alışkanlık haline gelen, kontrol edilebildiği durumda kişiyi zararlardan koruyan, istekleri doğrultusunda yönlendiren bir duygudur.


Öfke Kontrolü

Öfke kontrolünün sağlanabilmesinin en temel yolu duygu ve düşüncelerin, kişide oluşan etkinin aktarılabilmesidir. Kişiyi rahatsız eden durumun ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı, kişide hangi duyguları oluşturduğunun net bir şekilde ifade edilmesi gerekir. Böylece kişi öfkesini hem sağlıklı iletişim yoluyla dışa vurmuş, hem de öfke birikimini engellemiş olur. 

Öfke kontrolü yalnızca dışsal olarak, öfkenin diğer insanlara gösterilen şeklinin kontrolü değil, içsel olarak da sakinleşmenin sağlanabilmesidir. Yani kendine bir noktada dur diyebilmek, öfkelenilen durum dışında devam edebilmektir. Bu durum yaşananlardan çok hayata bakış açısı ve toleransla ilgili bir durumdur. Hayat akışı içinde elimizde olmayan birçok durumla karşılaşabilir, isteklerimiz planlarımız her zaman yolunda gitmeyebilir, aksayabilir, ani durumlar yaşanabilir. Bunun normal olduğunu kabul etmek, öfkenin geçici olmasını ve kişinin hayat akışına devam edebilmesini sağlar.

Genel olarak stresli, hayatın birkaç alanında öfke duyulmasına sebep olan, kişinin kendi dışındaki iş, aile, koşulların yarattığı, o an değiştirilemeyen durumlarda öfke kontrolü çok daha önemlidir. Kişinin içinde bulunduğu sürecin uzaması, öfke durumunun uzaması ile paralellik gösterdiği için öfkeyi yalnızca stres yaşanılan yerde bırakmak ve öfkenin, biriken duyguların başka alana yönlendirilmesi önemlidir. Böyle bir durumda kişinin durgun bir yaşamı varsa fiziksel efor gerektiren, fiziksel güce dayalı bir eforu varsa, onu sakinleştirecek, iyi hissettirecek bir aktiviteye yönelmesi önemlidir. 

Kişi kendinde gerginlik yaratan durumu fark edebilir. Ancak bu durum her zaman kişinin kontrolünde olamayabilir. Dikkati öfke yaratan durumdan, başka bir alana kaydırmak, maruz kalınan bir durum karşısında o alanı terk etmek ve öfkenin bilincinde olmak önemlidir. Kişiyi öfkelendiren durum ve öfkenin seviyesi, içsel olarak fark edilebilir, bunun sonucunda verilen tepki, ifade etmek, o alanı terk etmek, başka bir şeyle ilgilenmek; eğer ki biyolojik kökenli bir psikolojik rahatsızlık yoksa (şizofreni, kişilik bozukluğu gibi) kontrol edilebilir ve kişinin tercihine kalmış bir durumdur.    

                             


  

     


                                                  

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.