Biten İlişkinin Ardından Toparlanmak
Romantik ilişkiler, hayatımızdaki diğer insanlara hissettiğimizden farklı duygularla başlayan ve ilerleyen süreçlerdir. Kişilerin duygularının ve kendilerinin birbirlerine özel olması ilişkiyi daha içten, derinden hissettiğimiz bağlara dönüştürür. İlişkilere bir gün biteceği düşüncesiyle başlanmasa da ilişkiyi daha zorlu süreçlere sokmamak ya da zorlu süreçlerden kurtarmak adına bitişler yaşanabilmektedir. Her ilişki dinamiğinin birbirinden farklı olması, ilişki sonrası yaşanan hasarı ve toparlanma sürecini farklılaştırmaktadır.
İlişki sonrası yaşanan üzüntü ve toparlanma süreci ilişki süresinden çok; ilişki içerisindeki paylaşımlarla, kişilerin birbirleri ile geçirdikleri vaktin kalitesiyle, duygusal, düşünsel, tensel uyumun sağlanmasıyla ilgilidir. Bunun yanında ilişki içindeki çatışmalar, anlaşmazlıklar, güven yaratan problemler, yani ilişkide oluşan hasar kişiler üzerinde de etki yaratabileceğinden; üzüntü ve toparlanma süreci üzerinde etkilidir.
Kısa süre içinde derin bağlar kuran, ancak çeşitli sebeplerle ayrılan bireyler; uzun süreli bir ilişkiyi sonlandıran bireylere göre daha fazla acı yaşayabilir. Uzun süreli ancak çatışmalı bir ilişkiyi sonlandıran bireyler, ayrılık sonrası üzüntü dönemi yaşamayıp kendini toparlama aşmasına geçebilir. Bu durum ilişkinin yapısıyla, kişilerin ilişki içinde birbirlerine karşı tutumlarıyla ilgilidir.
Ancak ilişkide kurulan duygusal bağların, fiziksel temas ile pekişmesi ilişki sonrası bağı koparmak üzerinde etkilidir. İlişki kötü deneyimlenen bir ilişki de olsa, iyi deneyimlenen bir ilişki de olsa aradaki bağı koparmak adına zamana, ilişkinin sindirilmesine ihtiyaç vardır. Toparlanma süreci bu bağın zaman içinde koparılması, kişinin duygularını toparlayıp ayrılığı kabullenmesi ve hayatının olağan akışına devam edebilmesidir.
Biten bir ilişkinin ardından üzüntü yaşamak doğaldır ve yaşanması gereken bir üzüntü varsa yaşanmalıdır. Kişinin ayrılık sonrası neler hissettiğini, ayrılığa ruhsal ve fiziksel olarak nasıl tepki verdiğini görebilmesi açısından üzüntü sürecine izin verilmelidir. İlişki hangi sebeple biterse bitsin, yaşanmışlıklar veya yaşanan acı deneyimler sonrası duyguları yaşamak ve duygularla yüzleşmek; güçlü kalmak, devam etmek adına duyguları bastırıp ilerlemekten daha sağlıklıdır.
Üzüntü sürecine izin verilmesi kişinin hem kendini hem de ilişki sürecini değerlendirmesine olanak tanır. Özellikle bitiş sürecine nasıl gelindiği, kişinin ilişki içindeki tutumları, kendinde eleştirmesi, değiştirmesi gereken durumları varsa bunları değerlendirmesi, ayrılık sonrası değişen düşüncelerini, endişelerini fark etmesi için önemlidir. Bu durum kişiye yeni ilişkilerinde aynı süreçleri yaşamaması adına farkındalık kazandırır.
Ayrılık sonrası boşluk, yeniden güvenememe ya da yeniden bir ilişkiye başlayamayacak olma düşüncesi, bir kayıp hissetme gibi durumlar sürecin ilk zamanlarında normaldir. Önemli olan yaşadığınız deneyimi sadece yaşadığınız insanda bırakmak, ilerleyen süreçlerde bunu hayatınızın geneline yaymadan her deneyimin kendine özgü olduğunu kabul etmektir.
Ayrılık sonrası yapılan en büyük yanlışlardan biri ilacı başka bir insanda aramaktır. Bu durum aslında kişinin ayrılıktan hiç etkilenmediğini kendine kanıtlama, duygularını bastırma durumudur. Ancak bir süre sonra kişi duygularını daha fazla bastıramayacağı için geride bıraktığı insana özlem duymaya, yeni ilişkisinde problemler yaşamaya başlayacaktır. Aradaki bağı koparmadan kurulan yeni ilişki; kişinin yeni ilişkiden kısa sürede sıkılıp, boğulmasına, eski ve yeni ilişki kıyasına girmesine sebep olacaktır. Bu nedenle ilişki sonrası kişinin kendine dinlenme ve kendini dinleme süresi tanıması önemlidir.
İlişki sonrası kişi ile ilgili anıların etkisini yitirmesi adına, kişiyi hatırlatacak nesnelerin ortadan kaldırılması, birlikte gidilen yerlere bir süre ara verilmesi, kişinin veya ilişkinin tekrar tekrar anlatılmaması; aynı duygusal uyaranlara kendinizi maruz bırakmamak adına önemlidir. Özellikle ayrılığın ilk evresinde duyguları tekrar tekrar yaşamamak, yaşanmışlıkları depreştirmemek adına hatırlatıcılardan uzak durup, kendi duygularınıza yönelmekte fayda var.
İlişki sonrası oluşan boşluk hissini doldurmak adına, ilginizi çekebilecek yeni aktivitelere yönelmek önemlidir. Özellikle fiziksel efor gerektiren; egzersiz, yürüyüş, koşu, yüzme gibi çeşitli aktiviteler beynin sabit düşüncelerde oyalanmasını engellemek, duyguların düzenlenmesi, depresif ruh hallerinin önlenmesi için faydalıdır.
Hiç yorum yok: