Ads Top

Yaşadığınız Hayatın Ne Kadarı Size Ait? Kendi Hayatınızın Neresindesiniz?

 




Yaşadığımız hayatın ne kadarı bize ait? Evimizin dizaynından, giyindiğimiz kıyafetlere, arkadaş seçimlerimizden, uğraştığımız hobilere, gittiğimiz mekanlardan, geçirdiğimiz vakitlere ne kadarı başka insanların etkisi altında kalmadan tamamen bizim isteklerimizin, kişisel özelliklerimizin ve yaşamak istediğimiz hayatın ürünü?


Kimi zaman çevreye ayak uydurmak, popüler olana uyum sağlamak, toplumdan dışlanmamak gibi sebeplerle bize ait olmayan şeyleri benimseyebilir, kendi hayatımızın bir parçasıymış gibi yaşayabiliriz. Yani ailemizden, çevremizden öğrendiğimiz bazı özelliklerin bizim bir parçamız olması gibi sonradan edindiğimiz bazı özellikler de her zaman bizim bir parçamızmış gibi davranabiliriz.  Mesela evinize bir koltuk takımı seçerken seçiminiz sizin konfor anlayışınızı, yaşam tarzınızı mı yansıtıyor? Yoksa eve gelecek misafirlerin koltuk takımını, salonun dizaynını beğenme ölçütlerini ya da seçiminizin bir fotoğrafta ne kadar güzel duracağını mı yansıtıyor? Ya da seçtiğiniz kıyafetlerin ne kadarı sizin tarzınızı şıklık ve güzellik anlayışınızı, size yakıştığını düşündüğünüz stili yansıtıyor? Yoksa kıyafet seçiminizde insanların sizinle ilgili ne düşüneceği, genel tarafından beğenilme, onaylanma, kabul görme ve uyum sağlama gibi istekleriniz mi etkili oluyor? Eş seçimi; eşinizi seçerken sevgi, güven, anlayış, iletişim, uyum, kaliteli vakit ve eğlence gibi ilişkiyi ilişki yapan özellikler mi etkili yoksa ailenin, çevrenin eş kriterlerine uygunluğu, kadının evi çekip çevirebilme kapasitesi, erkeğin eve maddi destek sağlayabilme kapasitesi, konfor gibi durumlar mı etkili?


Hayatımızın her alanına baktığımızda insanların yaşam tarzlarının, seçimlerinin, güzellik ve konfor anlayışlarının, popülerliğin hayatımızı etkilediğini ve bizlerin de uyum sağlama ihtiyacını ortaya çıkardığını görebiliriz. Birçok insan spor yapar ancak çok azı gerçekten sevdiği ve sağlıklı yaşamın bir parçası olduğu için spor yapar. Birçok insan güzel kıyafetlerle şık olmak, dikkat çekmek, zengin görünmek gibi kavramlarla alışveriş yapar ya da popüler olan yerlere gider ancak çoğunun ay sonu ödemesi gereken ciddi bir kredi kartı borcu vardır. Birçok insanın sosyal medya hesaplarına baktığımızda mükemmel bir aile tablosu, aşırı ilgili romantik bir eş karşılar bizi. Ancak ne yazık ki çoğu parçalanmış çatışmalı bir aile ilişkisine sahiptir. 


Peki neden bu olduğu gibi görünmeme, başka hayatları yaşama çabası? Hırs mı, özenmek mi, yarış mı, yaşanmak istenen hayata duyulan özlem mi, dışlanma, alay edilme, uyum sağlamazsam yaşayamam korkusu mu?


Aslında her insanın uyum sağlamak amacıyla girdiği ortamlara göre taktığı maskeler vardır. Hiçbir insandan kendi özünde olduğu haliyle hayatının her alanında olmasını bekleyemeyiz. İş ortamında kullandığımız maske ile arkadaş ortamında kullandığımız maske, evimizde özümüzde olduğumuz maske aynı değildir. Dışarıda kullandığımız bu maskeler toplumsal onay adına dış dünyaya karşı taktığımız, insanlarla iyi geçinebilmemizi, insanın değişik durumlara kendini uyarlamasını sağlayan maskelerdir. Bu maskeler insanın yaşamını sürdürebilmesi için ne kadar gerekli olsa da insanın kendini taktığı maskeye, rolüne fazla kaptırması kendi içindeki benlikten uzaklaşmasına ve kendine yabancılaşmasına sebep olur. Takılan maske güçlendikçe benliğin diğer bölümlerini bastırarak içimizdeki gerçek benin gelişimini engeller ve genele baktığımızda benzer yaşam tarzlarına sahip insanlar ancak birbirinden çok farklı içsel çatışmalar görürüz. 


Toplumsallık genele uyum elbette önemlidir ancak öncelik her zaman insanın kendisidir. Bireysel farklılıklar, her insanın hayata dair farklı istek ve beklentilerinin olması, ailenin çevrenin insana sunduğu hayat ile kişinin içinde olmak istediği hayatın farklı olması, her insanın farklı düşünceleri, zevkleri, hobileri, yetenekleri olması bunları görmezden gelmek mümkün değildir. İnsan kendi bireysel farklılıklarına, yeteneklerine, beklentilerine, nasıl bir insan olmak ve nasıl bir yaşam sürmek istediğine odaklandıkça değişir. İnsan kendini değiştirip geliştikçe, yaşamının iplerini kendi eline aldıkça kendisi ile beraber ailesi ve çevresi de değişir ve gelişir. 


Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.