Ads Top

Kendimizle Olumlu İç Konuşma

 




İletişim birden fazla insanın duygularını, düşüncelerini, bilgilerini aktarmak için kullandığı araçtır şeklinde tanımlasak da insan en çok kendi ruhu ve bedeni ile iletişim kurmaz mı? Vücudumuza yararı olmayan bir besin maddesi aldığımızda ya da yarar sağlayacak bir besini almadığımızda zamanla bedenimiz çeşitli sinyaller ile bize bunu iletmez mi? Aynı şekilde beynimiz duygular, düşünceler aracılığı ile bize ruh halimiz veya kendimizle ilgili mesajlar vermez mi? Tüm bu ruhsal durumumuzla ilgili mesajlar düşüncelerimizde oluşarak kendi iç konuşma yöntemlerimizi oluşturur. 


İç konuşma aslında her insanın bildiği, uyguladığı ancak çoğu insanın adını ve önemini bilmediği bir kavramdır. İç konuşmayı en basit haliyle tanımlayacak olursak kişinin tüm olumlu ve olumsuz yönlerini kapsayarak kendi içinden yaptığı konuşmadır. Kişinin kendini tanıması, kendine yön vermesi ve bir güçlükle karşılaştığında kendine destek sağlaması açısından iç konuşma yararlıdır. Ancak kişinin sürekli olumsuz yönlerine odaklanarak, olumlu yönlerini küçümseyerek, kendine karşı adil davranmayarak, yargılayıcı bir tutumla yaptığı iç konuşma yararlı değildir. Olumsuz iç konuşmalar kişiyi olumsuz bir durum karşısında uyarıcı nitelikteyse, o durumdan veya ortamdan kurtulmaya yönelik ise yararlıdır diyebiliriz. Bu nedenle olumlu ve olumsuz iç konuşmaların niteliği ve aralarında kurulan denge önemlidir. 


Günlük hayat içerisinde her insanın yaşadığı olumsuzluklar, sıkıntılar, başarısızlıklar vardır. Ancak bu durumların insanın duyguları, düşünceleri ve davranışları üzerinde yarattığı etkiler birbirinden farklıdır. Aynı olumsuzluk üzerinde bir insan herkesin başına gelebilir düşüncesi ile hareket edebilirken, bir başka insan bu benim başıma nasıl gelebilir düşüncesi ile durumu olduğundan daha büyük görebilir. Her şeyin mükemmel olması gerektiğini düşünen biri mükemmellik algısını bozacak bir durumla karşılaştığında bunu başarısızlık olarak nitelendirebilirken, bir başka insan için aynı şeyin yalnızca iyi olması yeterlidir. Bu farklılıklar nasıl baktığımız ve gördüğümüzle ilgilidir. 


Olayları bir nebze de olsa küçümseyebilmek, olaylara bakarken değer ve önem sıralamasını iyi yapabilmek, sorun çözme becerilerini devreye sokabilmek kişiye daha olumlu bir bakış açısı ve düşünme biçimi kazandırır. Burada bahsedilen görmezden gelmek değil aksine görüp iyi bir değerlendirme yapabilmektir. Bu olumsuzluk gerçekten bu kadar tepkiyi hak ediyor mu? Bu başarısızlığım hayatım boyunca başarısız bir insan olduğumu mu gösteriyor? Bu olay gerçekten bu kadar büyük ve benim için önemli mi, ben mi gereğinden fazla önem veriyorum? Bu insan benim hayatımdan çıksa bu benim için gerçekten felaket mi, ben mi durumu felaketleştiriyorum şeklinde olaylara gerçekçi ve mantıksal çerçevede bir bakış açısı ile bakıp değerlendirmek. 


Düşünme biçimi bir nevi alışkanlıktır. Erken yaşlardan itibaren öğrenilen ve uygulanan, böylece alışkanlık, bizim bir parçamız haline gelen yöntemleridir. Genel düşünme biçimine olumsuz düşüncelerin ağır basması ve iç konuşmaların olumsuza odaklı olması kişinin ruhsal açıdan sıkıntılar yaşamasına sebep olur. Olumsuz iç konuşma ile kastedilen kişinin olumsuz yönlerine odaklanması, olayları felaketleştirmesi ve tüm hayatına genellemesi, kendine karşı suçlayıcı, yargılayıcı tutumları olması, başarılarını küçümsemesi veya görmezden gelmesi gibi düşünme hatalarıdır. Bu tarz bir düşünme biçimine alışmış bir insanın birdenbire düşüncelerini değiştirmesi beklenemez. Ancak olumsuz iç konuşmaları olumluya çevirmeye çabalamak keskin düşünce biçiminin değişmesine yardımcı olur. 


Düşünme biçimimizi ve iç konuşma yöntemlerimizi olumluya çevirmek cümleyi tam tersine çevirmek değildir. Olumsuz iç konuşmaları sorgulamak işlevsel olmadığını, gerçeği yansıtmadığını görebilmek ve bunları yumuşatmaktır. Hayatımda hiçbir şey iyi gitmiyor, sürekli olumsuzluklarla karşılaşıyorum gibi bir düşüncenin yumuşatılması hayatımda iyi gitmeyen şeyler oluyor ama iyi giden şeyler de oluyor, bu olumsuzluklarla baş edilebilir üstesinden gelebilirim gibi olumsuz durumları kabul edip olumlu olanları da görmezden gelmeden keskin taraflarımızı törpülemek. Ben beceriksizim, ben başarısızım gibi bir düşünme yerine yapamadığım bazı şeyler var. Yeterince çabalamamış olabilirim ya da yaptığım şey bana uygun olmayabilir. Dikkatle ve daha fazla çaba göstererek yeniden deneyebilirim gibi hayatımızın sorumluluğunu üzerimize alacağımız, kendimizi geliştirmek için adım atacağımız bir düşünce ile değiştirilebilir. 

Bu örnekler olumsuz tüm iç konuşmalara uyarlanabilir. Ancak dikkat edilmesi gereken o an yaşadığımız duruma, bu durumun sizde yarattığı duygulara uygun gerçekçi, uygulanabilir, olayları ve duygularınızı görmezden gelmeden, yok saymadan uyarlamak, yalnızca olumlu olması adına hayali bir düşünce kurup buna aldanmamaktır. 

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.