Ads Top

Şemaların İlişkiler Üzerine Etkileri

 

şemaların ilişkiler üzerine etkileri



İnsan ilişkileri her ne kadar seçimlerimizin bir sonucu olsa da, bu seçimler her zaman bizim bilinçli olarak verdiğimiz kararların sonucu değildir. Hislerimiz her zaman belirlediğimiz özellikler çerçevesinde gelişmeyeceği gibi, kararlarımız üzerinde farkında olmadığımız, yaşantılarımıza bağlı olarak gelişen inançlarımız da etkilidir. Bu inançlar çoğu zaman işlevsel olmayan inançlar olsa da yaşantımızı, hayata bakışımızı ve seçimlerimizi etkileyen inançlardır. Seçimlerimizi etkilediği gibi, bu seçimlerin yarattığı sonuçları da etkileyen bu inançlar, yani şemalar, insan ilişkilerini etkileyen, şekillendiren, kimi zaman bozan yapılardır. 


Şemalar bebeklikten itibaren biriktirmeye başladığımız; duygu, düşünce ve davranışların temelini oluşturan, gerçeklik algımızı, hayata bakış açımızı şekillendiren kalıplaşmış inançlardır. Bu inançlar çoğu zaman farkında olmadığımız, bizimle beraber büyüyen, gelişen, normalliğimiz haline gelen, bir problem olduğunu düşünsek de problemin şemalardan kaynaklı olduğunu bilmediğimiz inançlardır. 


Yaşantılarımıza bağlı oluşan şemalar, aynı tip düşüncelere, farklı olaylardan ve kişilerden aynı sonuçlar beklemeye sebep olan, insanı kısır bir döngüye sokan durumlardır. Olumsuz düşüncelerden beslenen ve sonucunda yine olumsuz düşüncelere sebep olan, kişinin kendine olduğu kadar insan ilişkilerine de zarar veren inançlardır. 


Şemalar her ne kadar öğrenilmiş yaşantılar olsa da, yaşamın erken dönemlerinden beri ve uzun süreli olarak kullanılmaları; duygu, düşünce ve davranış örüntüsünde kalıp yargılara sebep olur. Hiçbir işlevi olmasa da, kişi için kolay ve kullanışlı olması şemaları değişime dirençli bir hale getirir. 


Reddedilme Şeması 

Kişinin temel sevgi ve güven algısında oluşan çarpıklıklardan kaynaklıdır. Kişi sevgi ve güven bağıyla bağlı olduğu bir ilişkide bulunsa bile bunun uzun süreli olmayacağı ve eninde sonunda reddedileceğine yönelik bir inanç geliştirebilir. Geliştirdiği bu inanç kişinin ilişkiyi 'zaten reddedileceğim' düşüncesi ile kendi kendine sonlandırmasına sebep olabilir. Böylece kişi kendini olası bir reddedilme durumuna karşılık, duygusal acı ve yokluk yaşamamak adına güvenli bir alana almış olur. Ya da kişinin eninde sonunda reddedileceğine dair geliştirdiği inanç, insan ilişkilerinde yaşayabileceği istikrarı engeller ve kişi karşısındaki insana bu inançla yaklaşmaya başlar. Kişinin kimi zaman uzak kimi zaman yakın tavırları ya da reddedilmemek adına aşırı yakın, boğucu tavırları karşısındaki insanın ilişkiden soğumasına, yani kişinin gerçekten reddedilmesine sebep olabilir. Böylece kişi kendi kehanetini kendi gerçekleştirmiş olur ve reddedilme şemasına olan inancı artar.


Terk Edilme Şeması

Reddedilme şeması gibi kişinin temel sevgi ve güven algısındaki çarpıklıklardan kaynaklıdır. Kişinin yaşantısının erken dönemlerinden beri ya da gerçekten bir terk edilmeye bağlı olarak geliştirdiği inanç kişinin ilişkilerinde uzak, soğuk ilişkiler yaşamasına ya da gerçekten terk edileceği partnerler seçmesine sebep olabilir. Kişinin güven ve istikrar konusunda inançsızlığı sürekli tartışmalı, ayrıl barış, uzak mesafeli ilişkiler seçmeye itebilir. Ya da hiç geleceği olamayan biriyle ilişki yaşayabilir.


Eksiklik Şeması

Kişinin her koşulda kendinde bir eksiklik ya da kusur olduğuna dair geliştirdiği inançtır. Kişi kendini suçlamaya, olayların tek sorumlusu olarak kendini görmeye meyillidir. Bu kişiler ilişkilerinde aşırı verici roldedir. Kendilerinden kaynaklı bir sorun çıkmaması adına, sorun kendilerinden kaynaklı olmasa da sorunu düzeltmek adına kendilerini sorgulayıp, çabalarlar. 


İtaat Şeması

İtaat şeması hayır diyememenin üst düzeyidir. Kişinin duygusal yalnızlığa karşı geliştirdiği korku kişiyi itaat etmeye, boyun eğmeye iter. İlişkide olduğu insanların istek ve ihtiyaçlarını, kendi isteklerinden vazgeçerek karşılamaya çalışır. Kişinin yalnız kalma korkusu istemediği, rahatsız olduğu durumlarda da kişiyi reddetmekten alıkoyar. Bu durum kişinin duygularını, istek ve ihtiyaçlarını ikinci plana alarak ilişki kurmasına sebep olur. 


İsyan Şeması

İtaat şemasının tam tersidir. Kişi bağımsızlık, özgürlük, güç gibi kavramları hayatına aşırı, diğer insanlarla uyumsuzluk yaşayacağı bir noktada empoze etmeye çalışır. Kişinin bireyselliğine yönelik herhangi bir tehdit yokken bile, ilişkilerinde savunma halindedir. Bu durum kişinin çocukluk ve büyüme dönemlerindeki baskı ve yalnız bırakılmanın sonucunda, sevgi ve güven ihtiyaçlarını yetişkinlik döneminde kendi içinde yarattığı güçte aramasıdır. Kişi genellikle bireyselliğini ön plana alarak yakın ilişki kurmaktan geri durur. Yakın ilişki kurmak, sevmek, bağlanmak gibi kavramlar kişinin güçsüz olduğu yönleri ortaya çıkarabileceğinden, kişide bir güç kaybı yaratabileceğinden kişi genellikle yüzeysel ilişkilerde bulunur. 


Sevgisizlik Şeması

Kişinin sevilemeyeceğine dair geliştirdiği inançtır. Kişinin sevgi, destek, ilgi, şefkat gibi duygusal ihtiyaçlarının karşılık bulmayacağı ya da bir yerde yarım kalacağı inancıdır. Bu durum ilişkilerde kişiyi duygusal paylaşımlardan uzak tutar. Kişinin anlaşılmayacağına, kabul edilmeyeceğine, destek göremeyeceğine dair inancı; kişinin ilişkilerde gerçek potansiyelini, duygularını ortaya koymasını engeller. Yani kişinin hissettiklerini, aktarmasına, davranışa dökmesine ket vuran bir durumdur. 


Tüm bu şemalar birbiri ile bağlantılı ve birbirini besleyen inançlarıdır. Temeli sevgisizlik, güvensizlik olan bir şema beraberinde reddedilme inancını, bunun sonuncunda terk edilmeyi, terk edilmemek adına kaçmayı, boyun eğmeyi, gerekli olmayan yerde savaşmayı getirebilir. Davranışlarımızın hangilerinin gerekli, hangilerinin gereksiz olduğunun farkına varmak, beraberinde düşüncelerimizi sorgulamamızı, düşüncelerimizi sorgulamak ve değiştirmek için çabalamak, duygularımızı olağan akışında yaşamamızı sağlar. Sağlıklı bir duygu, düşünce ve davranış örüntüsü, beraberinde sağlıklı inançları getirir.  


 

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.