İnsanlar Neden Aldatır?
Aldatmak geçmişten günümüze süregelen bir durum olsa da, son yıllarda artış göstermekle beraber, ilişkilere ciddi zararlar veren, çoğu zaman ayrılıkla sonuçlanan bir durum olmaktadır. Aldatmak, sadece duygusal ya da sadece fiziksel olabileceği gibi; hem duygusal hem de fiziksel ikisini barındıran türden bir bağlılıkla da görülebilir.
Duygusal olarak, kişinin ilişki yürüttüğü kişi haricinde bir başka insana karşı duygusal hisler beslemesi; fiziksel olarak, kişinin cinsel ihtiyaçlarını birlikte olduğu kişi haricinde biriyle karşılaması; hem duygusal hem de fiziksel olarak, kişinin birlikte olduğu insan haricinde bir başka insana bağlılık göstermesi olarak düşünebiliriz. Aldatmanın türü hangisi olursa olsun, aldatılan kişi üzerinde yıpratıcı, travmatik etkilere, ilişki üzerinde yıkıcı etkilere sebep olmaktadır.
Aldatmak çok çeşitli nedenlere dayanabilmektedir. Özellikle günümüz modern ve teknoloji dünyasında ''çekici'' erkek veya kadın vücut özelliklerinin medya aracılığıyla tek tipleştirilmesi, yaygınlaştırılması, sosyal medya mercilerinin kullanımının artması aldatmaları artıran nedenlerden biridir. Kişilerin birbirlerine kolay erişimi, seçeneklerin artması ve modernizm algısındaki çarpıklıklar sadakat duygusunu, ilişkilerdeki güven bağını azaltan bir durumdur.
Ailesel sistemler, aldatmak üzerinde etkili olan bir diğer durumdur. Aldatmak için genetik bir aktarım diyemesek de sistemsel bir aktarım diyebiliriz. Aldatılma öyküsüne sahip bireylerin, aldatma ve aldatılma potansiyelleri daha yüksek olmaktadır. Babası aldatma öyküsüne sahip erkeğin aldatma, annesi aldatılma öyküsüne sahip kadının aldatılma olasılığı (her bu öyküye sahip ilişki için geçerli değildir) sistemsel olarak daha yüksektir.
Sadece sistemsel olarak değil, toplumsal olarak da ailelerin çocuklar üzerindeki rol model etkileri de aldatmak üzerinde etkilidir. Özellikle toplum tarafından daha normal karşılanan ve anneleri babaları tarafından aldatılan erkek çocukların; babalarını rol model alarak aldatma potansiyelleri daha yüksek olmaktadır.
Özellikle evlilik ilişkilerinde kendi anne ve babasından almaya çok meyilli; anne, baba bağımlılığını tam olarak koparamamış, bağımsızlaşamamış bireylerin; bu bağın devamını evlilikte araması ilerleyen süreçlerde evlilik ateşinin sönmesine ve aldatmalara sebep olmaktadır.
Özellikle ilgi, şefkat, bakım (yeme, içme, ev işleri gibi) ihtiyaçları anne tarafından karşılanan erkek bireylerin evlilikte bunların devamlılığını araması, annelik modeliyle kadına yaklaşması, kadının şefkat ve annelik durumunu fazla içselleştirmesi ilişkinin ilerleyen zamanlarında kişilerin birbirlerine karşı ebeveyn tutumlarıyla yaklaşmaları aradaki arzu, cinsel çekimin zedelenmesine ve kişilerden birinin o arzuyu dışarıda aramasına sebep olabilmektedir. Elbette her ilişki tipinde ilgi, şefkat, sevilme temeldir ve büyük önem taşımaktadır. Ancak bunun yanında arzuların ve aradaki çekimin var olması, devam etmesi önemlidir.
Birbirini tanımadan, yeterince ilişki yaşanmadan yapılan evlilikler de aldatmanın bir diğer sebebidir. Kişilerin erken yaşta ya da birlikte yeterince vakit geçirmeden, birbirlerine uygunluklarını ölçemeden kurulan birlikteliklerde de ilerleyen süreçlerde aldatmalar sıklıkla görülmektedir. Kişiler birbirlerinde bulamadıkları bazen sevgi, bazen ilgi, beğeni, takdir; bazen de bedensel arzuları birlikte olduğu insanla düzenini, ilişkisini bozmadan bir başkasıyla devam ettirmeyi yani aldatma yolunu seçebilir.
Yeterli olgunluğa ulaşmamak, bu nedenle kişinin bir ilişki içinde gerekli olan sadakati, empatiyi, devam etme ya da bitirme olgunluğunu ilişkide bulunduğu insana verememesi bir başka sebeptir. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi olgunlaşma yaşla gelen bir durum değildir. Bazı insanlar ilk gençlik dönemlerinde aranan heyecanları, farklı arzuları yetişkinlik döneminde de devam ettirme eğilimindedirler. Bu nedenle sınırlarını korumakta zorlanır, farklı heyecanlara açık bir konumda yaşarlar. Sadece aldatmak noktasında değil, asıl ilişki yürüttüğü kişiyle de bitirmek ve devam etmek noktasında karar vermekte zorlanır, çoğu zaman bitirmeden kendini yatıştıracağı yasak bir ilişkiye yönelim gösterir.
Genel olarak baktığımızda yukarıda saydıklarımız aldatmanın bilinen nedenlerinden bazılarıdır. Ancak bir durumun nedeni, nasıl oluştuğu ne kadar önemliyse sonuçları da bir o kadar önemlidir. Nedeni her ne olursa olsun; ailesel sistemler, geçmiş yaşantılar, ilişkideki problemler, sevgisizlik... Aldatmak bir seçimdir, tercihtir. Kişi ilişkide bulunduğu insanla problemlerini çözmek yerine; bir başka insanla problemlerini ertelemeyi, örtmeyi seçmiştir. Ve unutmayın ki aldatma sonrası oluşan tahribatları onarmak, aldatmamak adına konulan sınırları korumaktan çok daha zordur.
Hiç yorum yok: